PERAKENDE BÜYÜRSE TÜRKİYE DE BÜYÜR.

17-10-2008

MİGROS TÜRK T.A.Ş YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE MURAHHAS AZASI BÜLEND ÖZAYDINLI: 
“PERAKENDE BÜYÜRSE, TÜRKİYE DE BÜYÜR. PERAKENDE EKONOMİK BÜYÜMEDE KARTOPU ETKİSİ YARATIR. GLOBAL KRİZİ TÜRKİYE İÇİN FIRSAT OLARAK GÖREBİLMELİYİZ. BİZ MİGROS OLARAK TIPKI 1994-2001 KRİZLERİNDE OLDUĞU GİBİ YATIRIMLARIMIZI HIZLANDIRIYORUZ, ÜRKEK PLANLARLA KENDİ POTANSİYELİMİZİ DARALTMIYORUZ.”

Migros Türk T.A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Azası Bülend Özaydınlı, dünyada ekonomik krizin yaşandığı bu zor günlerde Migros olarak tıpkı 1994–2001 ekonomik kriz dönemlerinde olduğu gibi kısa dönemli dalgalanmalardan etkilenmeden yatırımlarını hızlandırdıklarını açıkladı. Özaydınlı, “Ürkek planlarla kendi potansiyelimizi daraltmadan ekonomik tutarlılık ve program kararlılığı ile yatırımlarımızı hızlandırıyoruz. Enflasyonun etkisini müşterilere hissettirmemek gayreti ile özverili davranışlar içerisinde olunmalıdır. Olumsuz ekonomik verilere toplu savaş açalım.  Üretici, perakendeci, müşteri zincirinin, birbirlerini destekleyen, birbirlerine güvenen pozitif bir düşünce içerisinde olma zorunluluğu vardır. Migros Türk’te; bu anlayış çerçevesinde, müşterilerimizin de bizim bu heyecanımıza paralel görüşlerimizi paylaştıklarını, satışlarımızın düşmeyen trendinden memnuniyetle izliyoruz.  “dedi.

Türkiye’nin lider perakende kuruluşu Migros Türk T.A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Özaydınlı, finansal piyasalarda yapılan hatalardan dolayı dünyanın ciddi bir ekonomik kriz yaşadığına dikkat çekerek, bu dönemde olaylara kısa vadeli bakmak yerine her zaman orta ve uzun vadeli bakmanın yararını vurguladı. “Bugünkü geçici koşullarla, günlük gündeme, rüzgara göre gideceğiniz yere karar verirseniz bir yere varmak değil, sadece rüzgarla sürüklenmek olur” diyen Özaydınlı, “1994 ve benzer ekonomik krizlerde Migros canlılığını ve hareketliliğini hep arttırmıştır. Migros olarak biz bu zor günlerde 1994–2001 ekonomik kriz dönemlerinde yaptığımız gibi kısa dönemli dalgalanmalardan etkilenmeden, ürkek planlarla kendi potansiyelimizi daraltmadan ekonomik tutarlılık ve program kararlılığı ile yatırımlarımızı hızlandırıyoruz” dedi.

“Her ekonomik kriz sonrası mutlaka düzeltmeler olur”
Migros Türk T.A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Özaydınlı’nın ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda Özaydınlı, mevcut ekonomik ortam ve perakende sektörüyle ilgili düşünce ve değerlendirmelerini açıkladı. 1994 ve benzer ekonomik krizlerde Migros’un canlılığını ve hareketliliğini hep artırdığına dikkat çeken Özaydınlı, şöyle devam etti: “Her ekonomik krizin sonrası mutlaka düzeltmeler olmaktadır. Bugün dünya; finansal piyasalarda yapılan hatalardan dolayı ciddi bir ekonomik krizde. Ancak sonuçta piyasalara da yüz milyarlarca dolar enjekte ediliyor ve bu nakit sisteme giriyor. Yanlış yapan bazı finans kuruluşları geçmişte elde etmiş oldukları aşırı karların bedelini şimdi ödüyorlar ancak sistemdeki oyuncuların el değiştirmesinden ve sistemde düzeltmelere gitmekten başka olan bir şey yok. Tüketici güvenini zayıflatacak psikolojik söylemlerden kaçınmalıyız. Böyle dönemlerde yatırımlarını kısmak yerine hızlandıranlar, tüketici güveni oluşturulmasında yarar sağlarken, kendileri de orta ve uzun vadede kazançlı çıkacaklardır. Geçmişte tüketici güveninin canlı tutulabildiği, yatırımların hızlandırıldığı dönemlerde yukarıya doğru uzun vadeli iddialı hedeflere varılabildiğini hep birlikte izledik” dedi.

“ Yaşanan sıkıntılar serbest piyasa ekonomisinin hatalı yorumlanmasından”
Özaydınlı global ekonomide yaşanan sıkıntıların kökeninde serbest piyasa ekonomisi teorisinin hatalı yorumlanması olduğuna dikkat çekerek, ‘Sosyalizm de Sovyetler Birliği rejimi tarafından hatalı yorumlanmış ve uygulanmıştı. Serbest piyasa ekonomisinde eğer ekonomideki oyuncuların finans kurumları dahil bildiklerince kontrolsüz ve yönlendirmesiz bir ortamda özgür bırakılmaları durumunda olabilecekleri hep birlikte dehşet ile izliyoruz.
Dünya’daki gelişmelerden ise Türkiye’nin soyutlanması olanaksız. Kısa dönemde biz de olumsuz etkilerden üzerimize düşeni almak zorunda kalacağız. Ancak Türkiye orta ve uzun dönemde bu global ekonomi krizini kendi lehine çevirebilir fırsat yaratabilir diye de düşünüyorum.

1970’li yıllarda ülkemizin yeni sanayileşmeye başladığı dönemde Devlet’te ciddi bir planlama anlayışı vardı. Devlet kamu sektörü için emredici, özel sektör için yol gösterici bir görev üstlenmişti. İşte şimdi günümüzde de Devletin planlama anlayışını geliştirerek özel sektör için yol gösterici görevi yeniden üstlenmesi doğru olacaktır diye düşünüyorum. Bu sözlerim Devletin serbest piyasa ekonomisine müdahalesi şeklinde algılanmamalıdır. Devletin, teşvikler ile Türkiye’nin rekabet avantajı sağlayacağı sektörleri desteklemesi yol gösterici olması gerekir.

En büyük ekonomik sorunumuz cari açık ve bu açığın finansmanının sağlanması olduğuna göre zaman geçirmeden bu sorunu orta ve uzun dönemde hafifletecek geç kaldığımız önlemleri daha da gecikmeden almalıyız’ değerlendirmesinde bulundu.

Devlet, finans kurumları, reel sektör ve perakende sektörü birlikte dünya ekonomik krizine savaş açarsa, olumsuzlukların kısır döngüsünü girilmez ”
‘Cari açık en ciddi ekonomik sorunumuz olduğuna göre döviz girdilerimizi arttırıcı önlemler peşinde olmalıyız. Türkiye’nin iki önemli döviz kaynağı vardır. Birisi ihracat, ikincisi ise turizm. Her iki konuda da ağırlıklı olarak piyasalarının durgunluğa girdiği Avrupa’ya bağımlıyız. İşte bu zor pazarda Türkiye olarak rakiplerimizden daha iyi olmayı başarabilirsek, daralan pazarda pazar payımızı arttırabilirsek, işte o zaman global krizi de fırsat haline getirebiliriz’ değerlendirmesinde bulunan Özaydınlı, ‘ Türkiye’mizin katma değeri yüksek ürünlerin, düşük maliyet ile üretilmesini destekleyecek ekonomik politikalar ile ihracatını arttırması, doğrudan yabancı sermayeyi Türkiye’ye çekmesi olasıdır. Türkiye’mizin turizm sezonunun çok öncesinden tüm yılı kapsayan gezi ve tatil programlarını Avrupa’da yapacağı ciddi reklam desteği ile turizm gelirlerini de İspanya, Yunanistan gibi rakip ülkelerin pazarlarından pay alması hayal değildir.

Durgunluğun ana nedeni güven ortamının yitirilmesi, talebin düşmesine paralel, üretimin azalması ve işsizliğin artması olduğuna göre üretimi ve işsizliği direkt etkileyen tüketimi törpüleyici söylemlerden ve karamsar tablolar çizmekten vazgeçmeliyiz. Devlet, finans kurumları, reel sektör ve perakende sektörü birlikte ekonomik krize savaş açar, 2001 yılında olduğu gibi önce her sektör kendini kurtarma çabasına girmez ise olumsuzlukların kısır döngüsüne de girilmez inancındayım’ dedi.

“Güvenilir bir görüntü vermeyi başarabilmeliyiz ”
Bu fotoğraf içinde tüm dünyadaki olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye olarak güvenilir bir görüntü vermeyi başarmanın önemine dikkat çeken Özaydınlı, şöyle devam etti: “Eğer bunu başarabilirsek, Türkiye diğer ülkeler arasından sıyrılabilecektir. Global krizi, Türkiye için bir fırsat olarak görebilmeliyiz. Serbest piyasa ekonomisinin kalesi ABD’de, Devlet sonunda ekonominin baş oyuncusu haline geldi ama geç kaldı. Avrupa da geç kaldı, ama daha krizin sert sonuçlarını hissetmeyen ülkemizde bu örneklerden hareket ederek, umarım daha da geç kalmadan orta ve uzun dönem önlemlerini daha aktif bir şekilde almalıyız görüşündeyim.

Sorunlar kapımıza dayanmadan alınması zorunlu somut önlemleri şimdiden alarak, katma değeri yüksek ürünleri üretecek politikalar izleyerek, bu ürünleri ihraç edecek bir ekonomik modeli teşvik ederek bu fırsatı iyi değerlendirmeli,  organize perakende sektörünün gelişimine destek vererek, talebi kısarak değil, talebi cesaretlendirecek ortamlar hazırlayarak üretim artışını sağlamak suretiyle maliyetlerin düşmesini sağlamalı, istihdam artışına zemin hazırlamalı kayıt dışı ekonomiye gerçek bir savaş açıp, Devletin vergi gelirlerini ciddi oranda arttırmalıyız. Bu önlemler birçok ekonomik sorunumuzun çözümüne yardımcı olacaktır.”

“Migros örnek değer yaratarak, 17 yılda toplam değerini 15 Milyon Dolar’dan, 3 Milyar Dolar’a çıkardı.  ”
Migros Türk ortaklık kompozisyonu değişiminin, Türkiye’nin potansiyeline olan inancın bir göstergesi olduğunu söyleyen Özaydınlı, dünyanın herhangi bir yerine değil de Türkiye’ye ve Migros’a yatırım yapılmasının arkasında Türkiye’nin potansiyeli ve Migros’un yarattığı örnek değerin olduğunu söyledi. “Bunu bilerek, geleceğimize inanmamız ve Türkiye olarak vakit kaybetmeden büyüme potansiyelini değerlendirmemiz gereklidir. İlginç gelebilir, ama rakiplerimiz büyüdüğünde de mutlu oluyorum, çünkü sonuçta ekonominin büyümesine katkıda bulunuluyor” diyen Özaydınlı, organize perakendenin Türk ekonomisine, kişilerin refahına, modernleşmeye hızlı ve direkt etkisi olduğunu ifade etti. Özaydınlı şöyle devam etti: “Türkiye’ye inançla yapılan bu yatırımın başarısı, diğer potansiyel yatırımlara da iyi bir referans olacaktır. Türkiye’ye her alanda yeni yatırımların akmasına cesaretlendirecektir. Şubat 1991’de Migros halka açıldığında, şirket toplam değeri 15 Milyon Dolar idi. Haziran 2008’deki gerçekleşen Migros Türk ortaklık kompozisyon değişiminde, şirketin toplam değeri 3 Milyar USD üzerinde oldu. Umarım önümüzdeki yıllarda bu şirket değeri de nostaljik bir değer olarak anılacaktır. Biz Türkiye’mizin geleceğine, dinamiklerine, genç nüfusuna güveniyoruz. ”

“Global ekonomide tüm göstergeler negatif, hızlı büyüme ihtiyacında adres perakendedir”
35 yıldır iş yaşamının içinde olduğunu ve otomotivden finansa kadar pek çok sektörde iş yaptığını vurgulayan Bülend Özaydınlı, organize perakende sektörünün tüm sektörler içinde en dinamik, en enerji dolu sektör olduğunu belirtti. Perakende sektörünün ekonominin aynası olduğunu ifade eden Özaydınlı, ekonomideki günlük değişimlerin etkisinin hızla bu sektörde görülebildiğini belirtti. “Ekonomideki sık görülen değişiklikler takdir edersiniz ki hep artı yönde değildir. Bugünlerde global ekonomide tüm göstergeler negatif. İşte özellikle böyle ortamlarda ekonomik göstergelerin bu kadar hızlı etkilendiği bir sektör olan perakende sektöründe farklılık yaratarak olumsuz göstergeleri, şirketinizde olumlu göstergelere çevirebilme olanağı yöneticiye, işadamına büyük heyecan verir. Motivasyonunu artırır” diyen Özaydınlı, organize perakende sektörünün gelişmiş, gelişmekte olan tüm ülkelerin gelişmesinde oynadığı rolün önemine dikkat çekti. Bülend Özaydınlı “Özellikle gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’mizin diğer ülkelerden daha hızlı büyüme gereksinimi vardır. İşte o noktada perakende sektörü ön plana çıkmaktadır. Çünkü organize perakende sektörü ülkenin gelişimini tetikler. Üretim ve istihdam artışı sağlarken, teknolojinin yaygın kullanımını sağlar. Lojistik, finans ve gayrimenkul sektörlerinin gelişimi için zemin hazırlar, kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine çekerek devletin vergi gelirlerini artırır. Bu sektör, ekonominin bel kemiğini oluşturan, insanın gündelik yaşamını ve ev ekonomisini de içeren çok geniş bir dünyadır” dedi.

“Perakendede yılda en az 5 milyar dolarlık büyüme potansiyeli var”
Migros’un kurulduğu 1954 yılında Türkiye’de kişi başına düşen milli gelirin 245 dolar 1990 ‘da 3800 dolar olduğunu, bu rakamın 2007 yılında 9.500 dolara ulaştığını belirten Bülend Özaydınlı, kişi başına milli gelir artışı ile organize perakende sektörünün gelişiminde karşılıklı etkileşim ve tetiklemenin söz konusu olduğunu söyledi. Özaydınlı, düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Bu nedenle ekonomimizin büyümesi, kayıt dışı ekonominin kayıt içine alınmasında organize perakende sektörünün gelişmesi önemlidir. Rakiplerimizin ve Migros’un bu anlamda atacağı her ileri adım Türkiye’mizin ekonomisine katkıda bulunacaktır. Günün olumsuz koşullarına rağmen unutmayalım ki Türkiye 71 milyon nüfuslu büyük bir ülke ve gıda perakende sektörünün hacmi 85 milyar dolardır. Şu anda organize perakende sektörünün payı %40. Bu oran Almanya’da %85, Fransa’da %80, Çek Cumhuriyeti’nde %60. Bu ülkelerde ilk 5 organize perakendecinin gıda perakende sektöründeki payları sırasıyla bizim %15 imize karşılık Almanya’da %62, Fransa’da %65 ve Çek Cumhuriyeti’nde %46. Görüldüğü gibi organize perakende sektörünün Türkiye’de önü açıktır. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin ortalama %5–6 büyümesi  beklenmektedir, bu sektörün mevcut payını koruması durumunda bile yılda yaklaşık 5 milyar dolar büyüme potansiyeli vardır.”

“Perakende ekonomik büyümede kartopu etkisi yaratır”
Migros’un 1954 yılında Türkiye’nin ilk süpermarket zinciri olarak devreye girdiğinde 100-150 m2’lik mağazalarda 400 çeşit ürün taşındığını, bugün ise satış noktalarının 10.000 m2’nin üzerine çıktığını ve 30.000’in üzerinde ürün çeşidinin müşterilerin beğenisine sunulduğunu belirten Özaydınlı, perakendenin ekonominin bütününde yarattığı hareketliliği şöyle açıkladı: “Eğer mağazalar büyümese idi bu kadar ürün müşterilerle buluşamayacağı için üretilmeyecekti. Bu noktada ekonomiye perakende sektörünün kartopu etkisinden söz etmek gerekir. Ürün müşteri ile buluşmak için üretilecek ve satılacak satış noktasına ve satıcıya ihtiyaç duyacak, satıcı ürünü müşteriye ulaştırabilmek için satacağı ürün çeşidine uygun büyüklükte satış mağazası inşa edecek veya yatırımcılara inşa ettirecek; özetle gayrimenkule talep yaratılacak. Değişik lokasyonlarda satış noktaları devreye alındıkça lojistik hizmetlerinde daha sofistike yöntemlerle çalışma gereği ortaya çıkacak, müşteri sayısı, mağaza sayısı arttıkça veri ambarı, elektronik kasa gibi en etkin teknolojiyi kullanma zorunluluğu ortaya çıkacak; kredi kartı, sadakat kartı gibi finans ve teknoloji ürünleri kullanılmaya başlanacak ve sonuçta gelişen perakende sektörüne paralel istihdam da hızla artacak, kayıt içi ekonominin oranı yükseldikçe devletin vergi gelirleri de böylece artacaktır. Çeşit ve markalar arttığı zaman sadece üretim artmıyor, rekabet ve ölçek ekonomisi nedeniyle tüketicilere daha uygun koşullarda ürünler sunulabiliyor ve bu da enflasyonun düşürülmesini olumlu etkilemektedir.”

“Perakende çift etkili büyüme yaratır”
Bülend Özaydınlı, perakendedeki büyümenin çift etkili büyüme yarattığını söyleyerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu sektör hızlıdır. Eğer büyürse çift etkili büyür. Sektör kendisi istihdam yaratır, ilişkideki sektörlerde istihdamı ateşler. Migros Türk 1990 yılında 2 ilde 36 mağazada 12.800 m2 satış alanında hizmet veriyordu, 15 Ekim itibariyle 7 coğrafi bölgede ve 63 ilde 1124 mağazada 645.700 m2’de hizmet veriyor. Migros’ta yılda 300 milyon müşteri, 1.7 milyar adet mal satın alıyor, 4.7 milyon adet tedarikçi faturası işlem görüyor. 1990 yılında Migros bu sektörün lideri idi, çalışan sayısı taşeron hizmetleri dahil 1.061 kişi idi. Bugün Migros yine sektöründe lider ve bu sayı 27.000.”

Organize perakendenin önemli bir etkisinin de gelişmeye verdiği ivme olduğunu söyleyen Özaydınlı şöyle devam etti: ‘Türkiye’nin tüm illerine, bölgelerine yaygınlaştıkça yörelerdeki herkes, daha gelişmiş bölgelerdekiler rafta neyi buluyorsa aynısını ve aynı hizmeti, aynı modern, hijyenik ortamda bulma olanağına kavuşmaktadır. Aynı zamanda gidilen bölgedeki yerel ürünler tüm ülkede yaygınlaşıp, yeni pazarlara ulaşma olanağı bulmaktadır. Örneğin Ramstore; Rusya’ya ilk gittiğinde, ekonomi için lokomotif olan organize perakende sektörünün temellerinin atılması, ürün ve hizmet kalitesinin iyi örnek olarak yaygınlaşması için önemli bir destek sağladı, örnek ve öncü oldu. Mağazalardaki kasalarda abaküs kullanmak durumunda olan satıcılar aniden gelişmiş elektronik kasalar, sadakat ve kredi kartları ile tanıştılar. Bugün hayatımızın doğal bir parçası olan bu detaylar aslında yaşam kalitemizi artıran, vazgeçemeyeceğimiz unsurlar konumuna geldiler. Süpermarketten içeriye ister almaya, ister bakmaya girersiniz, bütçenize göre bir ürünün onlarca markası ve çeşidi arasından beğendiğinizi alırsınız. Dar gelirli ya da değil; aynı ortamda gereksinmenizi karşılayacak ürünü en uygun koşullarda bulursunuz. İlk kez aldığınız bir ürünü beğenirseniz tekrar alırsınız. Kalitesine uygun fiyat ile ürününü tüketiciye sunan üreticinin ise üretimi artar. Rakip üretici ise daha iyi ürünü üretebilmek için çaba gösterir ve sonuçta tüketici kazançlı çıkar. Ürünü beğenmezseniz bir daha almaz, üreticiyi cezalandırırsınız. Üretici, ürününü iyileştirip tekrar sizin ilginizi çekemez ise bu ürün kısa sürede raftan ve arkasında da üretimden kalkar. Tüketicinin tepkisi anındadır, bu da sektörü daha heyecanlı hale getiriyor. Bugün karar alıp uygular, sonucunu bugün görür, yarına düzeltebilirsiniz.”   

MİGROS TÜRK T.A.Ş GENEL MÜDÜRÜ ÖZGÜR TORT:
‘MİGROS YARATTIĞI DEĞERLE TÜRKİYE’Yİ, DÜNYANIN LİDER PERAKENDE ÜLKELERİ ARASINDA 28. SIRAYA TAŞIDI. DAHA DA YUKARI ÇIKACAĞIZ.’

Migros’ta yeni çağın başında , yeni büyüme rotasını açıklayan Özgür Tort:  ‘2008 yılının ilk 9 ayında müşteri sayımızı % 11 artırdık. Haftada ortalama 5 mağaza açıyoruz. 4.4 milyar YTL’lik ciro bizim için bir milat.  Bu yıl % 20 büyümeyi bekliyoruz. Kafamızdaki resim çok büyük. Yeni çağın başında olmak, tüm Migros takımına heyecan veriyor. Türkiye’nin ciro olarak 13. en büyük şirketi olan Migros, kısa sürede finans sektörü hariç  Türkiye’nin en büyük ilk 5 şirketi arasında olabilecektir’ dedi. Migros Türk markalarını zenginlik ve üstünlük olarak tanımlayan Tort, her markanın farklılaşarak  gelişeceğini  belirtti. Markaların yeni rotasını açıkladı. 

Migros’un yeni döneme dair hedeflerini ve geçmişten bugüne Migros’un geldiği noktayı değerlendiren Migros Türk T.A.Ş Genel Müdürü Özgür Tort, 2008 yılının ilk 9 ayında müşteri sayısını % 11 arttırdıklarını, müşterilerin de Migros Türk’ü tercihleri ile cevapladıklarını, bu sene % 20 büyümeyi beklediklerini vurguladı. Migros Türk’ün geçtiğimiz yıl haftada 2-3 mağaza hızında yaygınlaştığına dikkat çeken Migros Türk T.A.Ş Genel Müdürü Özgür Tort, Eylül sonu itibariyle 2008’de ortalama haftada 5 yeni mağaza açtıklarını söyledi. 2007 sonunda, yurt içinde 576.000 m2 olan net satış alanına, bu sene 100.000 m2 ilave etmeyi planladıklarını vurgulayan Tort, 15 Ekim itibariyle 63 ilde 1.124 mağaza ile 645.700 m2’ye ulaştıklarını, yurt dışı dahil mağaza sayısının ise 1.140 olduğunu sözlerine ekledi.

“Migros yarattığı değerle, Türkiye lider perakende ülkeleri arasında 28.sıraya geldi, sıralamada yukarı çıkacak ”
Migros Türk T.A.Ş Genel Müdürü Özgür Tort, Migros Türk’ün 2007 yılı sonunda yarattığı toplam büyüklüğün 4,7 Milyar YTL’lik ciro olduğunu söyledi. Özgür Tort konuşmasına şöyle devam etti: “Dünyada Planet Retail’de takip edilebilen 155 ülke var. Lider gıda perakendecilerinin 2007 ülke büyüklüğüne baktığımızda, Migros’un yarattığı bu büyüklüğün Türkiye’yi ilk 28 ülke içine soktuğu görülmektedir. Migros, Deloitte 2001-2006 perakende büyüme sıralamasına göre, dünyada en hızlı büyüyen 2. gıda perakendecisidir. Ancak gıda perakendesinin açık ara lideri olmasına karşın,  Migros’un Türkiye’de pazar payı sadece  % 5’tir. Migros Türk, müşterileri ile birlikte yeni bir çağın başındadır. Türkiye’nin gücü yükseldikçe, kayıtlı ekonomi, istihdam arttıkça, Migros daha iyisini ve yenisini yapabildikçe, yurt dışı deneyimini yeni ufuklara ve yeni ülkelere de açabildikçe adım adım listede yukarılara tırmanacaktır.‘

‘4.4 milyar YTL ciro bizim için bir milat, 2012’de 10 Milyar kulübüne ulaşmayı hedefliyoruz’
Migros Türk T.A.Ş Genel Müdürü Özgür Tort, Migros’un yeni dönem hedefleriyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: ‘Kafamızda büyük bir resim var. 2007’de Ekim ayında satılan Rusya’daki Ramstore’ların Migros’a ait 10 aylık cirosu düşüldükten sonra oluşan 4,4 Milyar YTL satış büyüklüğü bizim için bir milat, yeni bir dönemin başıdır. Bu yıl sonu yaklaşık 5,3 Milyar YTL ciroya ulaşmayı hedefliyoruz, ikinci yarı yıldaki ivme ile % 20 büyümeyi öngörüyoruz. Dünyanın içinden geçtiği finansal krizin ülkemizdeki yansımalarının çok yakın takip edilmesi gerekiyor. Faaliyet gösterdiğimiz perakende sektörünün dinamizmi ve esnekliği ile kısa dönemdeki talep değişikliklerine uyum sağlayıp, esas hedefimiz olan uzun vadeli büyüme programımızı yeni oluşacak Pazar koşullarındaki fırsatlara göre tekrar şekillendiriyoruz. 2012’de 10 Milyar kulübüne ulaşmak işten bile değil .”

’71 milyon kişiyi en az bir kere mağazalarımızda karşılamayı, kısa sürede finans sektörü hariç Türkiye’nin ilk 5 şirketi içinde olmayı hedefliyoruz’
Migros Türk’te, ufak gibi görünen farkların önemsendiğini belirten Tort, “Müşterilerimizin bireysel farklılıklarından, toplumsal tutumlarından, beklentilerinden yola çıkıyoruz. Migros’ta farklar bütünü büyütecek. Türkiye’de yaşayan 71 Milyon kişiyi en az 1 kere mağazalarımızda karşılamayı arzu ediyoruz. Markalarımız önümüzdeki dönemde farklarını daha da keskinleştirecek, birbiriyle yarışacak, müşterilerimize daha da yakınlaşacak. Yeni çağın başında olmak heyecan veriyor. Türkiye’nin ciro olarak Telekom ve enerji gibi yüksek hacimli sektörler dahil 13. en büyük şirketi olan Migros, hızla yeni çağda ilerleyerek, umarım kısa sürede finans sektörü hariç Türkiye’nin en büyük ilk 5 şirketi içinde  olabilecektir” dedi.

‘Her marka bizim için ayrı bir zenginlik, farklılıkları önemsiyoruz’
Özgür Tort, ‘Dünyada bir ülkede bu kadar çok gıda perakende markasını yöneten bir başka gıda perakendecisi yok denecek kadar azdır. Bu zenginlik müşterimizi dinlemekten, farklılıkları genel bir hizmetle geçiştirmek istemeyişimizden geliyor. Yönetimi zor da olsa, bize üstünlük sağlıyor’ dedi. Dünyada, bütünü bariz değiştirecek kadar etkilemediği düşünülen unsurların da aslında değişimde etkisinin olduğuna ve bu konudaki farkındalığın arttığına dikkat çeken Migros Türk T.A.Ş Genel Müdürü Özgür Tort, Amerika’daki mortgage krizinin de önce ufak, ihmal edilebilir sinyaller verdiğini, şimdi ise dalga dalga dünyada genişlediğini belirtti. Tort, “İşte bu düşünceden hareketle, biz her müşterimizin gözünün içine bakarız, sözüne dikkat kesiliriz. Migros, Tansaş, Şok, 5M, Macrocenter, Kangurum, Ramstore markalarımızın başarısının sebebi de budur” dedi.

Tansaş mahallenin buluşma noktasında, tazelikte iddialı...
Migros Türk T.A.Ş Genel Müdürü Özgür Tort, ‘Mahallenin en sevileni Tansaş, yeni dönemde mahallenin buluşma noktasında yeni değişikliklere hazırlanıyor. Tazelikte daha iddialı, semt pazarının fiyatları ile müşterilerine yakın duracak. Müşterilerimiz Tansaş’ı mahalleli içinde sayıyor’ dedi.

Yenilikçiliğin, kalitenin adresi Migros müşterilerini yeni çeşitlerle buluşturacak... 
Keyifli alışverişin adresi, en iyisi Migros, yıllardır rakiplerinden farklılaşan özelliklerini pekiştireceğini, kalitede ucuzluğunu sürdürürken, çeşitliliğini daha da artıracağını vurgulayan Tort, ‘Her şeyin yenisinin, en yenilikçi uygulamaların bulunduğu Migros, hem Türkiye’nin keşfedilmemiş yerel tatlarına, hem de Türkiye’de henüz bulunmayan yeni çeşitlere reyonlarını daha da açacak. Müşterilerimizi Migros’da daha da  yenilikçi bir yüz ve perakendede yeni uygulamalar, farkı hissettiren hizmet anlayışıyla karşılayacağız’ açıklamasında bulundu.

Şok’lar iddialı ucuzluğu ile büyüyor...
Şok mağazalarının ucuzlukta en iddialı olmaya devam edeceğini belirten Özgür Tort, günlük ihtiyaçların çok cazip fiyatlarla bulunduğu Şok’ların Türkiye’de hızla yayılacağını, son 9 ayda müşterilerini % 25 düzeyinde artıran Şok’ların, müşterilerinin ilgisine karşın onlar için daha da büyük fırsatlar yaratmaya odaklandığını ifade etti.

5 M’ler bir yılda çok benimsendi, sayısı hızla artacak...
Migros Türk T.A.Ş Genel Müdürü Özgür Tort, geçtiğimiz yıl bu zamanlarda müşterileri ile buluşan 5M’lerin renkli pazar yeri ve özgür alışveriş alanlarının müşterilerce benimsendiğini ve bu yeni formatın metrekare başına satış artışının % 35 olduğunu söyledi. Tort, ‘Alışverişte benimsenen bu yeni anlayış, 5M’leri İstanbul, Ankara ve Antalya’dan Anadolu’da başka illere de götürecek. Eylül ayında Kayseri ve Manisa’ya ulaşarak bu şehirlerde de büyük bir etki yarattı. “ dedi.    

 Macrocenterlar yeni yüzleriyle müşteriyle buluşacak...
Macrocenter’ların en özel zincir olarak, seçkin, yenilikçi gıda ürünleri için referans noktası olduğunu söyleyen Özgür Tort, çok yakında Macrocenter’in yeni yüzü ile müşterileri tanıştıracaklarını, çeşitli illerden gelen talebe cevap vererek, özel hizmet anlayışını İstanbul dışına da taşımayı planladıklarını duyurdu.
Kangurum Sanal Market dağıtım bölgelerini arttırıyor, alışveriş kolaylaşıyor ...
Sanal Market Kangurum’un bu yaz tonlarca meyve sebzeyi, gıda ürünlerini yazlıklara, yatlara, uzaktaki tanıdıklara, kapıya kadar taşıdığını söyleyen Tort, ‘Kangurum’da çok cazip fiyatlarla sunulan elektronik üründe önemli bir büyüme bulunuyor. Yeni iller ve bölgelerde hizmetini genişletecek, teknoloji sayesinde alışveriş artık çok daha kolay ve pratik olacak. 2009 yılı ortasına kadar Sanal Market hizmet bölgeleri yüzde yüz arttırarak 16 bölgeden 31 bölgeye çıkıyor, CRM verileri ile entegre olarak siparişte kişiselleşme artarak kolaylaşacak ’ dedi.

Uç beyi Ramstore’lar yeni ülkelere
Migros Türk’ün Azerbaycan, Makedonya, Kazakistan ve Kırgızistan’da 16 Ramstore’u bulunduğunu söyleyen Özgür Tort, Ramstore’ların ‘uç beyi’ olarak mevcut ülkelerde yaygınlaşırken bir yandan da yeni ülkelere ufuk açmayı hedeflediğini belirtti.

Migros Türk 250.000 çocuğu tiyatroyla tanıştırdı, 178.000 fidan dikti, 11 eğitim parkında çocuklara futbol eğitimini destekliyor, duyarlılık kurumsal değeri  
Migros Türk’ün bizzat çalışanları tarafından belirlenmiş kurumsal değerlerinin, kurumsal sosyal sorumluluk anlayışının temel ilkelerini de belirlediğini, bu değerler içinde bulunan “ Duyarlılık” ilkesi doğrultusunda, insana, doğaya ve gelecek kuşaklara karşı sorumluluk hissedildiğini belirtti. Yürütülen bazı kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden örnekler veren Özgür Tort, ‘Migros 250.000 çocuğu tiyatroyla tanıştırmıştır. Tansaş, kürsel ısınma ve çevre duyarlılığının altını çizerek müşterileri ile birlikte bugüne kadar 178.000 fidan dikmiştir. Önümüzde TEGV ile birlikte gerçekleştireceğimiz, sporu çocukların yaşamının parçası haline getiren, 11 eğitim parkında, Van’dan İzmir’e geleceğin yıldızlarına futbol eğitimi sağlayacak güzel bir proje var “ dedi.